30 Nisan 2012 Pazartesi

YORUM...

Problem Çözme oyunu; hedefe ve kullanıcıya uygundur ama içerik ve etkileşim yönünden zayıftır. Oyunda çocuğa olumlu yönde motivasyon sağlanmamaktadır. Ama öğretici bir oyıundur. Toplamayı öğrenir.

Eğitsel Oyun'da; Çok durgun bir oyundur. Çocuğu eğitmesi açısından yeterli uygulama yoktur. Belirtilen yaş aralığı çocuğa uygun değildir. Sadece kontrol etme bakımından olumludur.Bunun dışında olumlu bir eğitici oyun değildir.

Simülasyon Uygulaması; Eğitici ve öğretici bir uygulamadır. Öğrenci görerek uygulayarak öğrenir.

Bilgisayar Destekli Yazılım Örnekleri


PROBLEM ÇÖZME

http://okulweb.meb.gov.tr/54/01/569756/flash/oyun/basittoplama.swf

HEDEFE UYGUNLUK: Hedefi basit toplama işlemi yapmaktır. İlköğretim 1. Sınıf öğrencilerine hem eğlenerek hem oynayarak öğretmek amaçlanır.
KULLANICIYA UYGUNLUK: 1. Sınıf çocuğunun oynayabileceği düzeyde rakamları tanıması ve işlem yapabilmesi için basit düzeyde ve uygundur.
İÇERİK: Rakamlar ve doğru veya yanlış yaptığını gösteren sesler oluşturur.
MOTİVASYON: Yanlış yapıldığı zaman çocuğu uyaran sesler çıkar ve doğruyu bulması için uyarılır ama doğruyu bulabilmek için ipuçları yoktur. Bu da çocuğu zamanla oyundan bıkmasına neden olur.
ETKİLEŞİM: Oyunda çocuk sadece rakamlara tıklayarak etkileşimde bulunur. Bu yüzden oyunla etkileşimi zayıf olur çocuğun. Çok durgun bir oyundur.
GERİ BİLDİRİM: Oyun bittiği zaman ekranda rakamların arkasında hayvanların resmi çıkmaktadır ve resmin üstüne tıklandığı zaman o hayvan hakkında bilgi ve tanıtıcı yazılar çıkmaktadır. Bu yüzden çocuğa geri bildirimi olumludur.
KONTROL: Oyunun hızı ve süresini çocuk kendisi belirlediği için kontrol etmesi çok kolay bir oyundur.

EĞİTSEL OYUN

http://okulweb.meb.gov.tr/54/01/569756/flash/oyun/parki-boya.swf

HEDEFE UYGUNLUK:  Oyunda renkleri rastgele seçen çocuğa hiçbir uyarı yapılmamaktadır. Bu da renklerin öğretilmesi hedefine uygun değildir. Her ne kadar renklerin öğretilmesi adı altında başlayan oyunda hiçbir öğrenme olmamaktadır.
KULLANICIYA UYGUNLUK: Oyunda yaş arlığı 1-8 olarak belirlenmiştir ama 5 yaşın üstündeki çocukların bu oyuna ilgisi olmaz çünkü çok basit bir oyundur.1-3 yaş aralığında ki çocuklar içinde uygun değildir çünkü o yaştaki çocukların bilgisayar kullanması zayıftır. Bu yüzden kullanıcıların çoğuna uygun değildir.
İÇERİK: Üzerinde renklerin belirtildiği kalemlerle parkta oynayan çocukları ve çevreyi renklendirmek içeriği oluşturur.
MOTİVASYON: Herhangi bir seslendirme veya uyarılar olmadığı için çocuğun ilgisini çekmez. Bu da motivasyonunu düşürür. Oyunu oynamak istemez.
ETKİLEŞİM: Oyunda çocuk sadece kalemlerin herhangi birine tıklayarak oyunu oynamaya çalışır. Çocuğun ilgisini çekecek uyaranlar olmadığı için etkileşimi düşüktür.
GERİ BİLDİRİM: Doğru veya yanlış yapıldığında herhangi bir uyarı gelmediği için geri bildirim zayıftır. Çocuk oyunun başladığını ve bittiğini anlayamaz.
KONTROL: Çocuk oyunu kendisi yönlendirir. İstediğinde yeniden başlatabilir.

SİMÜLASYON UYGULAMASI

 
[MADDENİN HALLERİ]

HEDEFE UYGUNLUK: Simülasyon uygulamasında öğrenciye  maddenin hallerini öğretilmesi amaçlanmıştır. Öğrenci maddenin hallerini ekranda uygulamalı olarak görsel bir şekilde öğrenir.
KULLANICIYA UYGUNLUK: İlköğretim düzeyindeki öğrencilerin Fen ve Teknoloji dersinde kullanabilecekleri bir uygulamadır. Kullanıcıya uygundur çünkü öğrenci sıcaklığı artırıp azalttığı zaman moleküller birbirinden ayrılıp birleşerek yani görsel olarak zihinde daha kalıcı olması sağlanmıştır.
İÇERİK: İçerisinde su moleküllerinin bulunduğu bir kaba sıcaklık artışı ve düşürülmesi oyunun içeriğini oluşturur.
MOTİVASYON: Bu uygulama öğretici olduğu için motivasyon üzerinde bir etki oluşturmaz. Çünkü eğiticidir.
ETKİLEŞİM: Öğrenci, sıcaklığı artırıp yükselten butona basarak dersi öğrenmeye çalışır.
GERİ BİLDİRİM: Herhangi bir geri bildirim olup olmadığı öğrenciye bağlıdır. Bu uygulamada öğrenip öğrenmediği o ana bağlı değildir. İleriki konularla pekiştirmesiyle öğrenip öğrenmediği anlaşılır.
KONTROL: Öğrenci hangi maddenin durumunu öğrenmek istiyorsa bu uygulamadan kendisi seçer. Kontrol öğrencidedir.

Ayşenur Topaloğu ve Müzeyyen Çelebi

10 Nisan 2012 Salı

Bilgisayar Destekli Eğitim Yorumum :)

Bilgisayar destekli eğitim hem öğrencilere hem de öğretmenlere kolaylık sağlayan günümüzün önemli teknolojik çalışmalarındandır.Biz hem çocuklara birşeyler öğretirken görsel ve işitsel olarak çocuklar bizi bilgisayardan takip edebilecek hemde anlamadığı yerleri tekrar tekrar izleyip öğrenebilecekler.Hem zamandan tasarruf hemde çocuklarımızın o kadar kitabı taşımaması için yararlı.Bu bakımdan avantajları çok BDE'nin...

Tabi zararları yok mu tabiki var.Çocuklar bu sayede bir nevi hazıra alışacak ve nede olsa bigisayarım var çalışmasamda olur diye düşüncelere kapılabilirler.Burada en büyük görev bilinçli ailelere düşüyor.Çocuğu uyararak ona gerekliliğini anlatması lazım.Ayrıca çocuğun ders çalışması sadece bilgisayardan yapmamsı lazım.Ailelerin bu konuda takipçi olması gerekecektir.

Tabi yararları çok fazla gözüküyor zararları da olduğu kadar.Eee o zaman ne diyelim deneyip göreceğiz.BDE'nin çocuklarımıza öğretmenlerimize yararlı olması dileğiyle...

Esenle kalın efendim.Sevgiylee   ;)

BİLGİSAYAR DESTEKLİ EĞİTİM

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi Aralık 2006’da yayınlanan BDE ile ilgili makale
Ali ARSLAN Hacettepe Üniversitesi’nde yaptığı makalenin amacı; bilgisayar destekli eğitim (BDE) yapmaya ilişkin tutum ölçeği geliştirmektir. Ölçek Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi sınıf öğretmenliği bölümünde okuyan 151 öğretmen adayına uygulanmıştır.
Bilgisayarların öğrenme – öğretme ve okul yönetimi ile ilgili bütün faaliyetlerde kullanılması “bilgisayar destekli eğitim” olarak tanımlanabilir BDE’nin öğretim ortamına sağladığı yararları şu şekilde sıralamışlardır:
·         Öğrencilerin konuyu kendi hızlarına göre öğrenmelerini sağlar.
·         Öğrencilerin derse etkin katılımlarını sağlar.
·         Öğrenciler performanslarını izleme olanağı bulurlar.
·         Öğrencilere ders saatlerinin dışında uygulama ve tekrar imkanı sağlar.
              Bilgisayar destekli eğitimi etkili bir şekilde gerçekleştirmek öğretmenlerin olumlu tutuma sahip olması ile mümkündür. Bu yüzden öğretmen adaylarının bilgisayar destekli eğitime ilişkin tutumlarının belirlenmesinde kullanılabilecek ölçek geliştirme çalışmasına girişilmiştir. Bu çalışmanın amacı öğretmen adaylarının bilgisayar destekli eğitimi uygulamaya yönelik tutumlarını belirlemek amacıyla kullanılabilecek tutum ölçeği geliştirmektir.
Selwyn (1997) öğrencilerin bilgisayarlara yönelik tutumlarını belirlemek amacıyla bir ölçek geliştirmiştir. Soruların seçiminde ilk olarak 49 maddelik bir test, pilot çalışma olarak 16-19 yaşlarında 266 öğrenciye uygulanmıştır. Testin güvenirliği %93 bulunmuştur.
Kılıçoğlu ve Altun (2002) orta öğretim öğrencilerinin bilgisayar destekli eğitime karşı tutumlarını belirlemek amacıyla ölçek geliştirmişlerdir. Toplam 1303 öğrenciye uygulanan ölçeğin güvenirliği %92 çıkmıştır.
Erkan (2004), 164 okul öncesi eğitim öğretmeninin bilgisayara yönelik tutumunu incelemiştir. Çalışmanın sonunda anaokulu öğretmenlerinin bilgisayara yönelik tutumlarının olumlu olduğu, genç öğretmenler yaşlı öğretmenlere göre daha olumlu tutumlara sahip olduğu, bilgisayar deneyimine sahip olanların daha olumlu tutuma sahip olduğu, ev bilgisayarına sahip olanlarla olmayanlar arasında tutum yönünden fark olmadığı gözlenmiştir.
Asan (2002) fen ve sosyal alanlarda eğitim gören öğretmen adaylarının bilgisayara yönelik tutumlarını incelemiştir. Araştırmanın bulguları genel olarak öğretmen adaylarının bilgisayarı olumlu değerlendirdikleri ve kendilerini bilgisayar karşısında rahat hissettiklerini ortaya koymuştur
Hazırlanan deneme ölçeği 2005–2006 öğretim yılı güz döneminde Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi sınıf öğretmenliği bölümünde okuyan 4. sınıf öğrencilerine (öğretmen adaylarına) uygulanmıştır. Çalışma grubunu oluşturan öğretmen adaylarından 116’sı bayan, 35’i erkektir. Eğitim fakültesinde öğrenim görmekte olan öğretmen adaylarının bilgisayar destekli eğitime ilişkin tutumlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır.
Bilgisayara yönelik tutumlarda cinsiyet farklılığı gözlemlenmemiştir. Sonuçlar bilgisayar deneyiminin tutum puanını olumlu yönde etkilediğini ortaya koymuştur.

26 Mart 2012 Pazartesi

Okul Öncesi'nin Vazgeçilmez Dersi DRAMA!


Drama, eğitim ve öğretimde yeni bir oluşumdur. 

Yaratıcı drama dersi ise üniversite de bazıları için zevkli bazıları içinse işkence niteliğindedir. Benim içinse çok eğlenceli bir derstir.

Bence drama dersi kadar zevkli bir ders yoktur okul öncesi dersleri içinde.Öyle ki insanın içindeki herşey ortaya çıkabiliyor bir anda.Tiyatroyu sevdiğim için oynaması da bi o kadar zevklidir benim için.Sahnede kim olmak istiyosan o oluyorsun.Drama dersinde ise hocayla beraber çok eğlenceli işler yapabiliyorsunuz.  :)

21 Mart 2012 Çarşamba

Tayfun Şahin ve Hazel Hakkında Herşey!


Tür:Aşk, Siyaset, Gizem, Aksiyon

  Yazarımız Tayfun Şahin,kendi yaşamış olduğu olayları yazıya dökmüş ve ortaya "Hazel" romanı çıkmıştır.
   "Hazel" bildiğiniz gibi sadece bir aşk romanı değil.Okuduğunuzda sizi adeta kendiniz yaşamış gibi hissettirir ve adeta sizi kitabın içine çeker.
   21. yüzyılda dillere destan bir aşk...ve bu aşktan doğacak bir Başbakan
   Hazel romanının serisi "Hazel-Mehdi-Başkan" ile devam etmektedir.Romanın içinden o muhteşen etkileyici alıntılarla devam edelim:

Dün
Hazel başını adamın omzundan ayırdı. Gözlerine bakıyordu.
- Söyle bakalım Ali Aşiroğlu, beni ne kadar seviyorsun?
Ali bir an sustu. Biliyordu, ne dese az olacaktı.
- Benim seni ne kadar sevdiğimi anlatmaya ne dilim ne de kelimelerim yeter Hazel. Ama elimde olsa seni ne kadar sevmek isterdim biliyor musun? Ezan ile namaz arası kadar… Doğduğumda kulağıma okunan ezan, öldüğüm kılınan cenaze namazıma kadar, her saniye seni sevmek isterdim.
Bugün
Başer Ali’nin haline üzülmüştü. Tedirgin bir halde sordu.
- Ne zamandır görmüyorsun Hazel’i evlat?
- Dünya takvimine göre mi soruyorsun ağabey, gönül takvimime göre mi? Bendeki takvime göre bir ömür geçti.
- Belki yeniden bir araya gelirsiniz Ali…
- Bizim kaderimiz ayrı yazılmış ağabey. Bırak bedenlerimizin bir araya gelmesini, isimlerimizin baş harfleri yan yana gelse bir acıyı ifade ediyoruz.
Ali odadan çıktıktan sonra Başer önündeki kağıda iki harf yazdı.
”Ah”
Peki dün ile bugün arasında yaşananlar neydi?
İşte bütün bunların cevabı Hazel'de siz kitap severlere şiddetle tavsiye eder keyifli okumalar dilerim..

 Kitabın yaşanmış olması beni ayrıca etkilemiştir.Bugüne kadar okuduğunuz tüm romanları unutun ve kitalığınızın en güzel yerini bu romana ayırın ve  Tayfun Şahin nasıl bir yazardır ki hayat hikayesini romanlaştırmaya cesaret etmiştir.Evet arkadaşlar bu roman yazarımızın gerçek hayat hikayesiymiş.Böyle olması ayrı bir hava katıyor romana.Adeta siz yaşıyormuşsunuz gibi anlatmış yazarımız.Teşekkürler Tayfun Şahin bizi bu romanla tanıştırdığın için... 

Hoş Geldiniz!

Yeni açmış olduğum Blog hesabıma  hepiniz hoşgeldiniz...